ÖNÜMÜZDEKİ döneme ilişkin olarak, ekonomik istikrarı bozabilecek riskler arasına cari açık problemini mutlaka koymak gerekiyor.
Çünkü son veriler de açıkca gösteriyor ki; mevcut sistem artık eskisinden çok daha fazla cari açık üretiyor. Yani ekonomi toparlanmaya başladığında ciddi cari açık rakamlarıyla karşılaşma ihtimali bir hayli yüksek.
2001 krizinden sonra yaşadığımız ekonomik küçülme nedeniyle cari fazla vermeye başlamışken, bu kez ekonomi küçülürken cari açığın devam ettiğini hep hatırda tutmak gerekecek.
Aslında sorun büyüme ile, büyümenin yapısı ile ilgili. 2006 ortasında finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmanın, ekonomik büyüme hızını yavaşlatarak yüzde 5 platosuna çektiği konuşuluyor. Yani sadece küresel krizle ilgili değil, daha önceden başlayan bir süreç söz konusu. O dönem TOBB önderliğinde özel sektörün gündeme getirdiği ”istihdamı artırıp cari açığı azaltacak yeni bir sanayileşme politikası” taleplerini ve birşey yapılmadığını da unutmayalım...
Para politikasının sıkılaşmasının yanında, Türkiye’nin yüksek cari işlemler açığı üreten büyüme hızının, aynı oranda işgücü yaratamaması ve ihracatın gittikçe artan oranlarda ithalat gerektirmesi, büyüme ile ilgili problemlerin temelindeki unsurlar olarak bundan sonra daha fazla konuşulacak gibi...
Geçen hafta sonu Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile bu konuyu da konuşma fırsatı bulduk. Mermerden örnek vererek, katma değeri yüksek ürün ihracatını artırmak durumunda olduklarını kaydeden Çağlayan, ”Ana hedef ihracat odaklı üretim stratejisi geliştirmek” diyor. Bir kurul oluşturduğunu burada Devlet Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TOBB, TİM, Hazine, Merkez Bankası, TÜBİTAK, KOSGEB gibi kurumlardan temsilciler olacağını kaydeden Bakan Çağlayan, aynı zamanda bir “kurumsal hafıza” oluşturmaya da çalışacaklarını söyledi.
YENİ İHRACAT STRATEJİSİ
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan hazırladıkları yeni ihracat stratejisi hakkında bilgi verdi. Yapılan çalışmalarda cari açığın azaltılması ve ara malında yaşanan sıkıntıyı gidermeyi hedef olarak aldıklarını kaydeden Çağlayan, “Girdi tedarik stratejisine ihtiyacımız var. Ara malı olarak getirdiklerimi neden Türkiye’de üretemiyorum sorusuna yanıt arıyoruz” şeklinde konuştu.
Bu konudaki sıkıntılardan birinin kur olduğunu ama hangi alanlarda hangi teknolojiye yönelmek gerektiğine de karar vermek gerektiğini belirten Çağlayan, “İhracat yapısı orta ve düşük teknolojiye doğru bir eğilim gösteriyor. Orta- yüksek teknoloji yüzde 40’lara gidiyor sanayi ürünlerinde. Katma değeri artırmak ve düşük teknolojiden vazgeçmemiz lazım. Geleneksel sektör tekstil konfeksiyonda teknolojik çalışmalara girmemiz, teşvik için saptanan 12 sektörü desteklemeye devam etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
İhracatçı beklenti anketi oluşturduklarını, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) onlar adına bu çalışmayı yürüteceğini ve sürekli sinyal almaya çalışacaklarını kaydeden Bakan Çağlayan, Dış Ticaret Müsteşarlığı bünyesindeki Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nü yeniden yapılandırıp, ihracat ve ithalattaki kur yapısı, çapraz kurların etkisi, kur değişimlerinin ithalat ve ihracata etkisi gibi, detaylı araştırma çalışmaları planladıklarını söyledi.
Umarız, ortaya çıkacak yüksek cari açık ekonomik istikrarı bozacak boyutlara ulaşmadan, planlanan bu tür çalışmalardan sonuç almaya başlarız.
Ekonomi iyi giderken, cari açık yaratmayacak yeni bir dış ticaret politikası ve buna temel olacak sanayi politikasını kurmaya ihtiyaç vardı, yapılmadı...
[Hürriyet Gazetesi] [16 Mart 2010]
0 yorum:
Yorum Gönder