GEÇEN hafta enflasyon verileri açıklandı. Tüm Dünya’da kullanılan “yıldan yıla TÜFE artışı” (Year to year Consumer Price Index) tanımına göre enflasyon tekrar yüzde 10’u geçti.
Gazeteler bu bilgiyi “çift haneli enflasyona dönüş” başlığıyla haberleştirdi. Haberlerin ayrıntısında, zerzevatın ve bilhassa yeşil biber fiyatının çok artması yüzünden enflasyon bu kadar yüksek çıktı deniyordu. Çünkü Merkez Bankası’nın önceki tahminine göre, enflasyonun bu düzeye çıkmaması gerekiyordu. Ama yine de enflasyonun, yılsonundan önce yüzde 7’ler dolayına ineceği söyleniyor. Üç yılda içinde de yüzde 5’lere inecekmiş.
¡ ¡ ¡
Bir zamanlar iktisat yorumcularının iki yazılarından biri, enflasyon üzerineydi. Bu, yabancı ülkelerde de böyleydi. Ben de kendime ekonomi değil, enflasyon öğrencisi diye bir isim takmıştım. 1980’den sonra iktisadi düşünce ortamında egemenlik kuran paracı iktisatçılara göre “enflasyon, daima bir parasal olaydır”. Bu, merkez bankaları işi sıkı tutarlarsa enflasyon filan olmaz demektir. İşi sıkı tutmaktan kasıt da faizleri arttırmak, para miktarını kısmaktır. Bu yüzden bu ekole mensup iktisatçılar artan enflasyonu görünce, merkez bankasına “hadi, ne duruyorsun arttır şu faizleri” diye mesaj yolluyorlar. Merkez Bankası da “bu enflasyon başka enflasyon, faizi arttırınca düşecek cinsten değil” diyor.
¡ ¡ ¡
Enflasyon, pahalılık (expensiveness) demek değildir. Pahalılık izafidir. Zaten Tüketici Fiyat Endeksi’nin ölçmeğe çalıştığı şey “Geçim Maliyeti” (Cost of Living) dir. Hatta bu ölçümde kullanılan sepetin kalemleri ve ağırlıkları ücretlilerin harcama kalıplarına göre tasarlanmıştır. Fiyat artış oranı, kişinin gelir artışı oranından fazla ise hayat, o kişi için pahalılaşır. Tersi doğru ise, fiyatlar genel düzeyi (galat olarak enflasyon) ne kadar yüksek çıkarsa çıksın, hayat o kişi için ucuzlamış demektir. Aslında enflasyon, genel kabul görmüş tanımında söylendiği gibi “fiyatlar genel düzeyinin artması” demek de değildir. Fiyatlar arttığı için enflasyon olmaz. Enflasyon olduğu için fiyatlar artar. Ayrıca fiyatlar, sadece enflasyon sebebiyle artmaz. Fiyat artışlarının başka sebepleri de vardır. Mesela ülke içinde kıtlık-kuraklık veya dünyada petrol fiyatlarının artması bunlar arasındadır. Aslında merkez bankaları enflasyonu indirerek, fiyat artışlarını frenler. Enflasyon “şişme” demektir. Tam bu noktada hocamın bana sorduğu soruyu, şimdi ben sorayım. O halde şişen şey nedir? Şişen şey “para arzı ile paranın devir hızı” çarpımıdır.
¡ ¡ ¡
2009’da olduğu gibi eğer kişi başına milli gelir gerilemişse, sebebi ne olursa olsun, fiyatlar genel düzeyindeki artış, halkın gelir artışından yüksek olur. Ücret artışlarıyla bunu telafi etmeğe çalışmak “enflasyon sarmalı” yaratır. Milli gelir artmadıkça, bu böyle sürmek zorundadır.
Son Söz: Milli gelir düşmüşse, hayat pahalanmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder