BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan’ın arada bir “IMF ile anlaşma yapacağız” diyerek, piyasaları coşturma politikası bu kez “balyoz operasyonu”na takıldı.
Dolayısıyla Babacan’ın daha önceki sayısız açıklamasında piyasaya olumlu etki yapan IMF ile anlaşma yapılacağı umudu, bu kez piyasaları coşturamadı. Bir başka deyişle bu kez IMF gazı tutmadı, talihsiz bir zamanlama oldu.
Geçtiğimiz pazartesi akşamı İstanbul’da gazetelerin ekonomi müdürleriyle bir araya gelen Babacan, bir ara “Artık konuşmayacağım” dediği IMF konusuna tekrar girmiş ve müdürlere açıkca söylemese de, “sanki yakında IMF ile anlaşma yapılacağı” havasını vermiş. Ekonomi müdürleri salı sabahı, dünkü gazetelerinde yeralan haberlerini yazmadan önce TV programlarına çıkarak, Babacan’ın verdiği bu izlenimi aktardılar. Babacan’ın istediği oldu ve salı sabahı piyasalar biraz olumlu açıldı. Ancak bir gün önce zaten operasyon nedeniyle tedirgin olmaya başlayan piyasalardaki hava, salı sabah saatlerinde operasyonla ilgili somut adımlar atılıp, operasyon sertleşince döndü. Aynı sabah ABD ve Avrupalı önemli gazetelerde yeralan operasyona ilişkin sert haber ve yorumlar da piyasadaki havanın dönmesinde çok etkili oldu. İşte Babacan’ın IMF açıklamasının etkisi ancak bir-iki saat sürdü, sonra piyasa bozulmaya başladı. Hala da bu olumsuz seyir devam ediyor.
Önceki gece Genelkurmaydan yapılan, “Orgenerallerin Karargahta toplandığı” açıklaması Ankara’yı altüst etti. Tam, acaba Çarşamba günü bu iş yumuşar mı derken, işin daha da sertleşeceği anlaşıldı. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Genelkurmaya gittiği haberi doğrulanıp, Çiçek’in Cumhurbaşkanından önce randevu alıp sonradan iptal etmesi de Ankara’yı iyice karıştırdı.
Peki, piyasalar bu çatışma havasından bu kez niye bu kadar korkuyor derseniz; nedeni erken seçim. Piyasalar, Genelkurmay Başkanının daha önce kesin bir dille yaptığı açıklamalara güveniyor ve bu nedenle demokrasiyi kesintiye uğratacak bir gelişme beklemiyor. Buna karşılık komuta kademesinin istifası söylentisi de dahil, muhtemel gelişmelerin bir erken seçimi zorunlu hale getireceğini düşünüyor.
IMF OLMAZSA MALİ KURAL DA OLMAZ
Piyasalar erken seçimden korkmakta haklı çünkü bir erken seçim ekonomiyi tümüyle altüst edebilir. Tam küresel krizden çıkış, yavaş da olsa başlamışken, tam güçlü bankacılık sektörünün etkisiyle hızlanabilecekken, gelecek bir erken seçim herkes biliyor ki; ne mali disiplin bırakır, ne de ekonomik toparlanma.
Zaten iktidar partisi içinde güçlü bir direnç var bir de erken seçim kararı alınırsa, IMF anlaşmasının suya düşeceğini piyasalar iyi biliyor ve bundan korkuyorlar.
Babacan’ın ekonomi müdürlerine çizdiği tablonun ana unsurlarının bir erken seçim halinde hayata geçmesi hemen hemen imkansızlaşır. Bence IMF anlaşması olmazsa, önümüzdeki dönem için en önemli güvence olacak mali kural uygulaması yakın zamanda uygulamaya giremez. Yine de uygulamaya sokulacak bir mali kural saptanmaya çalışılırsa, o zaman da bu mali kural, cidden ekonomiyi disipline edecek bir mali kural olamaz.
Babacan hala “IMF ile anlaşmanın uzamasının kendi talepleri” olduğunu söylemeye çalışıyor ama IMF kanadından benim aldığım bilgi, Hükümetin üzerinde anlaşılan hedefleri gerçekleştirecek dengeden, daha yılın ilk günlerinde aldığı kararlarla sapmasıyla iş uzadı ve IMF düzeltme istedi...
Yani zaten hükümetin IMF ile anlaşması için ek tedbirler alması gerekirken, işin içine bir de erken seçim girerse, piyasanın korktuğu başına gelir...
[Hürriyet Gazetesi] [25 Şubat 2010]
0 yorum:
Yorum Gönder