Birkaç gündür sabahları, saat 6 sularında pencereden dışarıya baktığımda Tevfik Fikret’le burun buruna gelmiş gibi oluyorum.
* * *
Bir sis perdesi, pencereyi dışarıdan kapatmış gibi.Cihangir’den ne Kızkulesi görünüyor, ne Boğaz, ne Salacak; Göztepe’den de ne Marmara, hatta ne de Adalar...
* * *
100 yıl önce Tevfik Fikret, aynı manzarayı “Sis” şiirinde şöyle, anlatıyordu; -sadeleştirilmiş olarak- :
Sarmış yine ufuklarını çok inatçı bir duman;
Sarmış yine ufuklarını çok inatçı bir duman;
Bir karanlık beyazlık ki, çoğalmakta durmadan.
Baskısının altında silinmiş gibi görüntüler,
Bir tozlu yoğunluktan ibaret bütün her yer.
* * *
Her ne kadar kendileri farkında değillerse de, 20-25 yıl süreceğe benzeyen çalkantılı bir dönemde, okkanın altına gitmek istemeyen gençler; önce nasıl bir tepsinin içinde yaşadıklarının bilincine varırlarsa, ola ki daha kolay kurtarabilirler paçayı...
* * *
Bunun en kestirme yöntemlerinden biri de, Tevfik Fikret’i merak etmek; onun “Rubab-ı Şikeste, Kırık Saz” adı altında topladığı şiirlerine, A. Kadir’in “Bugünün Diliyle Tevfik Fikret” adlı kitabında şöyle bir göz atmak...
* * *
Gerçi kimse iplemeyecektir böyle bir öneriyi ama, olsun.Belki merak eden bir kaç kişi de çıkar.
* * *
Tevfik Fikret’ten söz açınca; kendisinin çağdaşı ve öfkeli bir karşıtı olan, “İstiklal Marşı”mızın şairi Mehmet Akif’i de, anımsamamak olmuyor.Üstelik Akif, siyasal nutukların sürekli gündeminde.
***
Dünyadaki 200 devlet arasında, Mehmet Akif’in eseri olan “Milli Marşımız”ı en çok tekrarlayan tek ülke de biziz.
* * *
0 yorum:
Yorum Gönder